Hanımkadınlık
tarihçesine vakıf olabilseydik eğer, limonun ve şekerin ve çam reçinesinin ve
sakızın bu tarihçede ne denli mühim bir yer tuttuğunu görebilirdik. (Nasılsa
kimse -İlber Ortaylı dahil- hanımkadınlığın tarihçesi araştırmak gibi
manyakça bir şeye kalkışmayacağı için böyle rahat rahat neticemden
atabiliyorum. İnternet ne güzel şey, her yazdığın doğru...)
Tanıştıralım: limon |
Bu da şeker |
Limonlar artarsa limonata yapar üstüne içersiniz. içine Adile ablamızdan az nane likörü eklersek bir de hmmff |
Arkadaş onbinlerce
yıldır şu güzel ortamdayız, İskandinav ırkı bile henüz kıl-tüyden ari bir ırk halinde
evrimini tamamlayabilmiş değil. Konuya İskandinavlarla giriş yapmaya kalkıştım
ama İskandinav hanımkadınlığında cillopluğun yeri ve önemi nedir,
bilemiyorum. Ama bizimkini biliyorum: kadınlı- erkekli cillopluğun hastasıyız
arkadaş biz, hastasıyız. Bu öyle bir hastalık hali ki; kıl-tüyden kurtulma
işlemlerinin tamamını güzelleşme kapsamında değerlendiriyoruz.
cillop'u arattım bu çıktı??? |
Doğal olarak, bu amaca
yönelik onlarca yöntem geliştirilmiş olması kaçınılmaz oluyor.
Türk
hanımkadınlarımızın boyu devrilesi kıllarından arınma yöntemlerinin başlıcası
olan ağdayı konunun uzmanıyla, Angelmoon Güzellik Salonu'nun sahibi Melek Aydiren'le konuştuk.Melek Aydiren |
-Melek Hanım?
-Buyrun?
-Ben sir için gelmek
istiyordum ama, uygun musunuz bugün?
-Ne olacaktı sizin?
-Tüm bacak artı
paket...**TIK**
öhm... yanlış bant...
-Melek Hanım bize
biraz kendinizden bahseder misiniz?
-Eczacı bir anneyle doktor bir babanın
kızıyım. Anadolu Lisesi'ni kazandım ama hazırlık sınıfındayken başım
İngilizceyle dertteydi. Bir akşam "ya başlarım ingilizcesinden" diye
başlayıp, "BÜTÜN BUNLAR SİSTEMİN OYUNU, FAK DI SİSTIM" diye devam
eden isyanım yüzünden babam artık dayanamadı ve avazı çıktığı kadar "TAMAM
KIZIM BIRAK OKULU, YANDAKİ BERBERİN YANINA SENİ ÇIRAK VEREYİM,
OKUMAYACAKSAN DA KOLUNDA BİR ALTIN BİLEZİK OLSUN” diye bağırdı. Ben de blöfünü
gördüm ve peki dedim.
-Sonra?
-Blöf yapmıyormuş :/
-Eeeöö… peki neden
ağda?
-Çünkü azaltıyor.
-Evet ya, benim şu
üstler çok azaldı gerçekt…ehöm… Yani kariyerinize kuaförde başladınız…
-Evet, bildiğim her şeyi bana Meliha ablam öğretti. Saç yıkamasıydı,
ufaktan manikürü-pedikürü, kaşı-bıyığı derken işi kıvırdım. Bahşişler, zengin
hanımların evlerinde verilen ağda partileri derken derken oradan yürüdüm
gittim. 3 yıl önce de kendi dükkanımı
açtım.
Meliha Hanım, şehrin ileri gelenlerinden Vahdet Bey'in kızının düğününde. Kız tarafının saçını o taramış. |
-Bi’ dakka bi’ dakka! Ağda
partileri mi?
-Evet. Partiler. içkinin su gibi aktığı, kokainin yüz dolarlarla
asılındığı, koca pipili erkek striptizcilerin fink attığı yerler… DEEERMİŞİM.
-Dermişim mi? Ne pis
geyiğin varmış kız senin… ıyyy…
-Şimdi ıyy oldu tabii… Pipiyi duyunca gözlerin belerdi ama…
-Öhm… Gelelim meslek
sırlarınıza…
-Sarsılarak mı? Ahahahah…
-Melek şu
istemediğimiz tüylerin bile espri anlayışı senden iyi biliyo musun?
- Sen benden bir daha istersin
şekillisini…
-Meleeeek!
-Aman tamam be… Her ne
kadar Akdeniz'in mis kokulu limonunun, Turhal'ın pırlanta gibi şekerinin, Doğu Karadeniz'in
mis kokulu çamlarından usulca akıp giden reçinesinin…
Gerçek bir yaşayan efsane |
-Kız iyi sadede gel, duyan da Nuray Yılmaz, Gezelim
Görelim’e intro yapıyor sanacak.
-Ay işte ananenin kaynattığı ağdanın, ananın
ıtriyattan aldığı çamsakızının yerini ecnebinin “Brazilian Wax” dediği esterler
(setil palmitat en bilineni), yağ asitleri, uzun zincirli alkoller gibi
moleküllerden teşekkül, sentetik ve sert bir madde aldı artık.
-Kız sana ağdayı anlat dedik, Kimyaya giriş 101’i
değil. Neyse, ama mantık aynı yani, yapıştır, hızla çek.
-Şimdi canım, öyle
yapıştır çek filan, kolay değil o kadar. Bu da bir sanat, ben de bu sanatın bir
virtüözüyüm elhamdülillah.
-Afedersiniz sevgili Maria Callas, bize sanat
yaşamınızdan bahsetseniz?
-Tüm bacak artı paket
35, tüm vücut 45 anacım.
-Bilmeyen okurlarımız için paket nedir, biraz açar
mısınız?
-OHA! Porna fotoroman
mı yapıyoruz burada?
-Yani paket dediğiniz bölge neresi Melek hanım, siz de
hemen şeyapmayın.
-Bikini bölgesi,
genital bölge. Kız, kuku işte aaaa…
-Bu açıklamayla beraber yüz yıllık bir gizemi açıklığa
kavuşturdunuz. Peki müşterilerinizle olan diyalogunuzdan bahseder misiniz?
-Bak ablacım şimdi
Allah’ı var, ağdacı mühim. Jinekologunu seçerken bu kadar titizlenmiyo ayol
karılar. Hatta çoğu derdini doktora anlatmaz, gelir bana anlatır. Kız kuku
ihtisası yaptıysak o kadar da değil diyorum. Ay bana açmaktan utanmıyolar,
doktordan ödleri kopuyo. Halbuki ben ne biçim de cayır cayır yakıyorum
canlarını ahahay… deveye de diken demek kiyse.
Peki müşterilerinizin özel istekleri oluyor mu sizden?
-Olmaz mı! Bi kapalı
müşterim var, orayı kalp şeklinde istiyo, misal. Beyi öylesini seviyomuş. 55
yaşında bi müşterim var, her geldiğinde başka model alıyoruz ahahay, o yaşa
rağmen yeniliklere açık yani. Ayol zaten bizim bi kataloğumuz var, oradan seçip
beğenip istedikleri modeli yaptırabiliyolar.
Söz
konusu katalog. Tövbe yarabbim :/
|
-İlginç.
-Kız nesi ilginç? Sen nasıl
saçını şu model kestirip o tona boyatıyosan bu da aynısı işte.
-Peki son olarak kariyerini bu alanda yapacaklara
tavsiyeleriniz var mı?
- Kız iyi ki okumamışım.
Jinekolog filan olamadım ama bu işten
jinekolog kadar kazanıyorum, ne haber? Hatta annemlere bi yazlık bi de kışlık
ev aldım.
- Bu keyifli röportaj için çok teşekkürler Melek
Hanım, Allah daha çok versin.
-Teşekkür ederim canım,
ağdaya da beklerim.